Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği Edremit Şubesi, Türk kimliğine yönelik saldırılara karşı direnişe geçtikleri 29 Ocak 1988 tarihinin 37. yılını "Toplumsal Dayanışma ve Millî Direniş Günü" etkinliğiyle kutladı.
Cumhuriyet Meydanı’ndaki etkinliğe, Edremit Belediye Başkanı Mehmet Ertaş, meclis üyeleri, basın mensupları, dernek üyeleri ve vatandaşlar katıldı.
Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği Edremit Şube Başkanı M. Naci Biroğul, “Unutulmamalıdır ki Batı Trakya'daki Türk Azınlık, Yunanistan'ın kararıyla varlık kazanmış değildir. Batı Trakya’daki Azınlık TÜRK’tür ve TÜRK olarak varlığını sürdürmeye devam edecektir.” dedi.
Biroğul, “Batı Trakya Türk Azınlığı, 1923 yılında imzalanan Lozan Barış Antlaşması ile emanet edildikleri Yunanistan’da, asıl sahipleri oldukları topraklarda, Yunanistan’ın uyguladığı tüm baskılara, göçe zorlama ve asimilasyon politikalarına rağmen, Büyük Türk Milletinin kendisine emanet ettiği Batı Trakya davasını savunmada, yaşatmada verdiği mücadelesiyle bu davayı her şeyin üzerinde görerek anavatanın gücü, desteği ve kendi inanç ve değerleri ile Müslüman Türk Azınlık olarak Batı Trakya’da yaşamaktadır. 1987 Kasım ayında verilen bu kararın neticesini Batı Trakya Türkleri ancak 1988 yılı Ocak ayı başında öğrenebilmişlerdir. Bunun üzerine toplumun önde gelenleri bir araya gelerek bunun kabul edilemez olduğunu, bu baskılara boyun eğilemeyeceğini, var olan Türk azınlığın kimliğinin inkar edilemeyeceğini belirterek, Ocak ayı sonunda bir protesto yürüyüşü yapma kararı almışlardır. Bu karar neticesinde 29 Ocak günü tüm baskılara, engellemelere rağmen 20 bini aşkın Batı Trakya Türkü Gümülcine meydanına inerek "Biz Türk’üz, biz burada yaşıyoruz, biz varız!" diye haykırmıştır. Biz 29 Ocağı ifade ederken "29 Ocak’lar" deyimini kullanıyoruz. Bunun nedeni de 1988’den sonraki dönemde, 2 yıl içerisinde hiçbir gelişmenin olmadığını gören Batı Trakya Türkleri, 1990 yılında bu olayların yıl dönümünde masumane ve mütevazi bir etkinlikle bir mevlid düzenleyerek bu olayları anma kararı almışlardır. Fakat aşırı kesimler tarafından öylesine provokatif olaylar yaşanmıştı ki, Yunan yerel basını ve özellikle kilisenin devreye girmesiyle Türklere karşı saldırı için bir ortam hazırlanmış ve 29 Ocak 1990 tarihinde 300’ün üzerinde Türk işyeri yağmalanmış ve talan edilmiştir. Batı Trakya Müslüman Türk azınlığının milli kimliğini inkara kalkışanlara karşı birlik ve beraberlik içindeki dik duruşu Türk tarihinin onurlu sayfalarında yerini almıştır. Batı Trakya davasına olan inanç ve kararlılıkla Türk kimliğini inkara kalkanlara karşı birlik ve beraberlik içinde dik duruşu sağlamlaştırmak maksadıyla 9 Eylül 1946 tarihinde kurulan Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği olarak bizler de 37 yıldır Türklük onuruyla bir başkaldırının, bir direnişin, Millî Mücadele ruhu ile davamızı sahiplenme onurunun yıl dönümünü anmaya devam ediyoruz. Bu mücadeleyle özellikle Türkiye'ye insan hakları ve azınlık hakları konularında ders vermeye kalkanların dikkatini çekmek istiyoruz.
29 Ocak olaylarını anma toplantılarında önceki yıllarda Taksim Atatürk Anıtı'ndan duyurduğumuz sesimizi sekiz yıl önce Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün ebedi istirahatgahı Anıtkabir’den, sonraki yıl Çanakkale’de Şehitlik Abidesi'nden, 2019 yılında Türkiye Cumhuriyeti’nin en doğu ucundan Sarıkamış’ta ebediyete intikal eden 90 bin şehidimizin manevi huzurundan, 2020 yılında 20. Yüzyılın sonunda dünya tarihinin gördüğü en büyük dramın Srebrenitsa katliamının 25. yıl dönümünde, insanlığın katledildiği ve 8372 kadın, erkek ve çocuğun toplu mezarlara gömüldüğü Potoçori Anıt Mezarı’ndan, 2021 yılında İstanbul Ayasofya Camiinde kılınan Cuma namazından sonra yaptığımız basın açıklamalarıyla 29 Ocak “Millî Direniş Günümüzü” anarak sesimizi duyurduk. 2023 yılında Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Selanik’te doğduğu evden, 2024 yılında yavru vatan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden sesimizi duyurduk. Bugün buradan, Edremit’ten Türkiye’mize demokrasi ve insan hakları konularında ders vermeye çalışanlara, Batı Trakya’da Türk varlığını inkar gayreti içinde bulunanlara sesleniyoruz.
Azınlık eğitimi, müftülükler, vakıflar, Türk kimliğinin inkarı, isminde Türk kelimesi geçtiği için kapatılan sivil toplum kuruluşları ve Türk azınlıkla ilgili AİHM kararlarına rağmen sorunlar devam etmekte, bu sorunların üzerine yenileri eklenmektedir. Yunan hükümetlerinin ısrarla devam ettirdikleri milli kimliğimizi inkar etme politikalarıyla Batı Trakya Türk Azınlığını Yunanistan’dan koparmak için elinden geleni yapıyor. Batı Trakya'da baskılar, göç devam ediyor, bölge boşalıyor. Türk milli kimliğinin inkarıyla bizleri vatandaşı olduğumuz ülkede, doğduğumuz topraklarda esarete mahkum etmeye çalışıyorlar.
Unutulmamalıdır ki Batı Trakya'daki Türk Azınlık, Yunanistan'ın kararıyla varlık kazanmış değildir. Batı Trakya’daki Azınlık TÜRK’tür ve TÜRK olarak varlığını sürdürmeye devam edecektir.
Program sonunda katılanlara lokma hayrı düzenlendi ve büyük ilgi gördü.
(Zeynep Begüm Terzioğlu)
Yorumlar
Kalan Karakter: