Yargılandığı iftira davasında, akıl sağlığı yerinde olmadığı gerekçesiyle savunması alınmadan beraat eden sanık için devreye Yargıtay Ceza Genel Kurulu girdi. Kurul; akıl hastası olsa bile sanığın savunması alınmadan mahkemenin hüküm kurmasının yasaya aykırı olduğuna karar verdi.
Konya’da görülen bir iftira davasında Yunak Asliye Ceza Mahkemesi, Adli Tıp Kurumu’nun ’akıl hastası’ raporu doğrultusunda sanığa ceza vermedi. Mahkeme, sanığın yüksek güvenlikli sağlık kurumlarında koruma ve tedavi altına alınmasına hükmetti. Duruşmada sadece kendisinin savunma yaptığını belirten sanık avukatı kararı temyiz etti. Yargıtay 16. Ceza Dairesi, sanığın beraati yerine ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesini isabetsiz buldu.
Yunak Asliye Ceza Mahkemesi, ilk kararında direnince devreye Yargıtay Ceza Genel Kurulu girdi. Kurul, emsal nitelikte bir karara imza attı. Kararda; sanık hakkında Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Kurulu’nca düzenlenen raporda; sanığın cezai sorumluluğuna müessir ve kişide şuur ve harekât serbestisini ortadan kaldıracak mahiyet ve derecede olan ve psikotik bozukluk denilen akıl hastası olduğu, mezkûr suçu işlediği sırada fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını idrak etme ve bu fiil ile ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğini ortadan kaldıracak boyuttaki bu akıl hastalığının etkisinin bulunduğu hatırlatıldı.
Kararda şu ifadelere yer verildi: "Sanığın suç işlediğinin sabit olması hâlinde uygulanabileceği gözetildiğinde, öncelikle sanığın atılı suç nedeniyle sorgusunun yapılmasının zorunlu olması, söz konusu güvenlik tedbirlerinin sanık hakkında yükümlülükler içermesi karşısında sanığa bu sonucu önlemeye yönelik savunma imkânının tanınması gerektiği ortadadır. Duruşmanın yüz yüzeliği, sözlülüğü ilkeleri ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesinde de güvence altına alınan adil yargılanma hakkı birlikte değerlendirilmeli. Sanığın sorgusu yapılmadan, müdafinin dinlenmesiyle yetinilerek hakkında ceza verilmesine yer olmadığına ve koruma amaçlı tedavi altına alınmasına karar verilmesinin savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğurduğu kabul edilmelidir. Bu itibarla, direnme kararına konu hükmün, belirlenen bu usulü nedenden dolayı sair yönleri incelenmeksizin bozulmasına karar verilmelidir. Kararın bozulmasına oy birliği ile karar verilmiştir."