İzmir’de yaşayan baba M.G., engelli kızlarının istismara uğradığını bildiği halde istismarcı yeğeninden şikayetçi olmadığı iddiasıyla eşi A.G.’ye ayrı bir dava açtı. Aile yükümlülüğünden doğan sorumluluğun ihlali ile yargılanan annenin suçu sabit görüldü ancak şahsi cezasızlık sebebiyle ceza açıklanmadı.
İzmir Menemen’de yaşayan M.G. ve A.G. çifti, 2018 yılında ayrı yaşamaya başladı. Anne A.G., engelli kızları S.G.’yi (10) de yanına alarak 6 ay boyunca ablasının evinde kaldı. Bu sırada A.G.’nin yeğeni H.B. (20), birden fazla kez o dönemde 8 yaşında olan engelli S.G.’yi istismar etti. İddiaya göre küçük S.G., durumu annesine anlattı ancak “Sus kızım, bu aramızda sır olarak kalsın” yanıtını aldı. Okulundaki öğretmenlerinin dikkati sayesinde, S.G.’nin H.B. tarafından cinsel istismara uğradığı ortaya çıktı. Açılan davada sanık H.B., Karşıyaka Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanarak 30 yıla mahkum edildi. Baba M.G. ise, kızının yaşadığı istismarı dava açıldığı süre içerisinde öğrendi. Olayı örtbas ettiği iddiasıyla eşine ayrı bir dava daha açan M.G., aynı zamanda eşine boşanma davası da açtı. Aile yükümlülüğünden doğan sorumluluğun ihlali ile yargılanan anne, bugün Menemen Asliye Ceza Mahkemesinde hakim karşısına çıktı.
Savcı mütalaasını verirken, annenin suçlu bulunduğunu belirterek cezalandırılmasını istedi. Hakim ise durumu “suçu bildirmemek” olarak değerlendirdi. Kişilerin, 3. derece yakınlarına kadar tanıklıktan çekilme hakkı bulunduğundan, annenin durumu da şahsi cezasızlık sebebi kabul edildi. Annenin suçu sabit görüldü ancak şahsi cezasızlık sebebiyle ceza açıklanmadı.
Baba M.G. ve avukatı, karar üzerine istinaf mahkemesine itiraz edeceklerini kaydetti.