ALTINOLUK' da ,
ACİL ÖNLEM ALINMAZ İSE fotoğraflarını çekmiş olduğum bu TARİHİ EVİN , fotoğraflarda da görüldüğü gibi dibinden oyulmuş olan bacası ile KALAN KISMI , yine tamamen yola ve benim kapının önüne yıkılacak ! çünkü görüntü bunu gösteriyor. Yol ise günün her saatinde kalabalık..
Tarihi evin yıkılacağını meğerse kediler , köpekler çığlık çığlığa haber vermişler diyebilirim.. dikkatimi çekmişti. Hatta acaba deprem mi olacak diye de aklımdan geçmedi değil.Tarıhi evin bir bölümü yıkıldıktan sonra yani iki gündür bu alandaki kedi ve köpeklerin sesleri kesilince bende de birbirine bağlantı yeni oluştu. Buradaki kediler ve köpekler , aşırı yağmurun başlamasıyla özellikle de son bir hafta boyunca tarihi binanın etrafında sürekli miyavlayıp , havladılar.. Hatta kedilerden biri olan Arap , penceremin hemen yan tarafına çıkmıştı. Birkaç gün orada hep miyavladı. Arap'ın , tarihi evin kırık penceresinden içine girip çıktığını , tam karşımda olduğu için oturduğum evden görebiliyordum. Arap , son günlerde orada değildi. Benim penceremin yan tarafına çıkmış sürekli miyavlıyordu. Hatta mahallenin çalışan esnafı da onu indirmek istediler.. ama ısrarla gitmiyordu..
Ben buraya daha yeni taşındım.
Memleketi Sivrihisar olan anne ve babam otuz yıl önce ANKARA 'dan Akçay' a yerleşti. Hatta rahmetli babamın mezarı da Güre köyünde. Emekli Resim-İş Eğitimi Öğretmeniyim. İZMİR Uluslararası Kitap Fuarı' nda çıkan PUANTİYE şiir kitabının da yazarıyım. (2018 Tüyap )
Burada bulunduğum yaklaşık iki aydır , köyümüzün (mahalle) kedilerinin ve köpeklerinin ezana eşlik ettiklerini farkettim.. Ve çok dostlar.
O canlar öylesine duyarlılar ki; geleceğim , geliyorum diyen tehlikeleri bizlere duyurmaya çalışırlarken ne yazık ki onlar kadar hassas olamıyoruz , böylesi tedbirsizliği önemsemiyoruz maalesef.
Tarihi ev tam karşımda. Kiracısı olduğum evin de bazı sıkıntılarıyla uğraşıyorum bir yandan. İçinde oturmaya başladıktan sonra ve bana önceden söylenmeyen , benden önceki kiracıdan kalan elektrik , su fatura borçları , evde bulunan dört farklı su sayacı , iki elektrik sayacı , üzerime aldığım su sayacının bozuk olması , tekrar değiştirilmesi , borulardan evin içine sular akması , daha önce bakımı yaptırılmamış olan klimanın içinden kömürleşmiş ızgarada mınık yarasa yavrusunun çıkması gibi..
Oturduğum evin yeni bina olmasına rağmen bu tür sorunlarından dolayı neredeyse içi yıkılacak derken karşımdaki Tarihi binanın dışı yıkıldı.
Sorumsuzluk , ilgisizlik yüzünden pek çok insan ve doğadaki diğer canlıların da zarar görmesi bazen kaçınılmaz olabiliyor. Yaklaşık iki yıl önce de İZMİR , Üçkuyular' da dikkat etmeme rağmen bakımsız , yaz kış kaygan olan kaldırım ve merdivenlerden kayarak yüksekten düşmüştüm. Ayak bileğim parçalandı.Geçirdiğim ameliyatla , ömür boyu kalıcı metal çubuk , plak ve vidalarla doktorlar beni ayağa kaldırmayı başardılar ama daha değnekle yürüyebilme mücadelesi içindeyim. İnanın sadece kendi dikkatimiz , sorumluluk sahibi oluşumuz yetmiyor.. herkes kendi üzerine düşen görevi yapmalı.
Eğer bu eski tarihi evin , kapımın karşısındaki kısmı da kendiliğinden ya da yine hava şartlarından dolayı yıkılırsa tehlikesi çok büyük olabilir. Üstelik burası yol üzeri ve gelen geçen çok fazla. Çöp atmak içın oradan geçmek zorundayım ve şu durumda gidemiyorum. BACASI da HER AN KAPIMIN ÖNÜNE YIKILABİLİR.
BURADAN YETKİLİLERE de SESLENİYORUM !
LÜTFEN İLGİLENİN !.
"Elinka" Emel Güneş 30 Kasım 2018