Balıkesir Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Biyoloji/Botanik Ana Bilim Dalı Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Fatih Satıl, şifalı bitkilerle hazırlanan kış çaylarının insan sağlığına olumlu etki yapabilmesi için bazı kriterlere sahip olması gerektiğini belirterek, "Bitki ottur, zararı yoktur” mantığıyla olaya bakılmaması gerektiğini söyledi.
Prof. Dr. Fatih Satıl, İhlas Haber Ajansı’na (İHA) bitki çayları ve zayıflama çayları ile ilgili açıklamalarda bulundu.
Şifalı bitkilerle hazırlanan kış çaylarında olması gereken özellikler olduğunu anlatan Prof. Dr. Satıl, “Önümüz kış, insanlar bu kışın soğuğundan korunmak için şifalı bitkilerin peşine düştüler. Hepimiz aktarlardan, pazarlardan şifalı bitkiler almaya çalışıyoruz. Ancak bu şifalı bitkileri alırken bazı kriterlere ve kurallara uymamız gerekiyor. Aksi takdirde beklenen şifadan yararlanma mümkün olamayacaktır. Nedir bu kriterler? Öncelikle doğru bitkiyi mi kullanıyoruz? Yani aldığımız bitki hakikatten papatya mı? Gerçek tıbbi papatya mı? İkincisi bu bitki doğru mu kurutulmuş, doğru mu saklanmış, saklama koşulları uygun mu? Üçüncüsü ise bitkiyi doğru mu hazırlıyoruz? Dördüncüsü de doğru mu kullanıyoruz? Bunlara uymadığımız takdirde beklenen şifayı almamız mümkün değil” dedi.
“Kış çayları uzmanından alınmalı”
Öncelikle doğru bitkilerin kış çaylarında kullanılıp kullanılmadığını anlamak gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Satıl, hazır satılan kış çaylarının işin uzmanı olan kişilerden alınması tavsiyesinde bulundu. Satıl, “Öncelikle doğru bitkinin olduğundan emin olabilmemiz için bu bitkilerin sertifikasyon ve değerlendirme sürecinden geçmiş olması lazım. Kapalı, üzerinde etiketi olan ürünlerden almamız gerekiyor. Maalesef piyasada birçok ürünün açıkta satıldığını, pazarlarda satıldığını görüyoruz ve bu bitkinin doğru bitki olduğundan emin olamayız. Örneğin yapılan bir çalışmada papatyaların çoğunda tıbbi papatya çayının olmadığı, hatta bazı papatyaların böcek öldürücü etkisi olduğu biliniyor. Çocuklarda özellikle zehirlenmelere yol açan bir durum var. Son günlerde yaşadığımız bitki zehirlenmelerini dikkate alacak olursak doğru bitkinin kullanılması bu kadar önem arz ediyor. İkincisi bu bitkiler doğru saklanmış mı, doğru muhafaza mı ediliyor? Piyasadan aldığımız ürünlerin birçoğunun açıkta satıldığını, poşetlerin içerisinde olduğunu görüyoruz. Halbuki tıbbi bitkiler güneş, ısı, nem gibi etkenlerden maalesef olumsuz etkilenebiliyor. İçerisindeki etken madde bozulabilir, bu sefer beklenen faydayı görmemiz mümkün olmaz. Hatta bazı bitkiler nemli koşullarda maalesef aflotoksin denilen bir kanserojen manteral üremesine neden oluyor. Bu sefer şifa yerine dert alma durumumuz söz konusu. Üçüncüsü her bitkinin hazırlanma yöntemi de farklıdır. Bazı bitkiler tarçın gibi sert kabuklu üründür, bazıları nane gibi daha narin yaprak yapısında bitkilerdir. Şimdi biz bu bitkileri bazen karıştırıyoruz, bazen de hep aynı yöntemlerle kullanmaya çalışıyoruz. Bu bitkilerin şifası içerisindeki etken maddelerden kaynaklanıyor. Yani bazı bitkileri soğuk suda çözmemiz gerekir, kullanmamız gerekir, bazı bitkileri kaynatmamız gerekir, bazı bitkileri de demlememiz gerekir. O nedenle bitkileri aldığımız kişilerin uzman olması gerekir ki nasıl kullanacağımızı bize tavsiye edebilsin” diye konuştu.
“Kış çaylarındaki bitkilerin etken maddeleri iyi bilinmeli”
Kış çaylarının hazırlanırken içinde bulunan bitkilerin etken maddelerinin bilinmesinin de önem taşıdığını belirten Prof. Dr. Satıl, “Bir de şu moda oldu bugünlerde kış çayları özellikle karışım çayları olarak karşımıza çıkıyor. Halbuki her bitkinin içerisindeki etken madde çok farklıdır, birbirini etkileyebilir. Aynı ilaçlarda olduğu gibi bir bitkinin yararlı özelliğini diğer bitki nötrleyebilir. Buna dikkat etmemiz lazım. Yani benzer etkiye sahip bitkileri ancak karıştırabiliriz. Mesela birisi yatıştırıcıdır, birisi uyarıcı etkiye sahiptir. Bunları karıştırdığınız zaman istenilen şifayı elde etmemiz mümkün değil. Dördüncüsü bu bitkileri ne kadar kullanacağız? Kaç demlik içmemiz lazım, kaç bardak içmemiz lazım? O nedenle tüm bunları uygulayabilmemiz için alacağımız bitkilerin mümkün mertebe eczanelerden veya tıbbi aromatik bitki uzmanlarından almamız gerekiyor ki bunlar bize söyleyebilsin. Ayrıca aynen bitkiler de ilaçlar gibi birbirini etkileyebilir veya kullandığımız ilaç da bitkiyi etkileyebilir. O nedenle bir hekimden, bir eczacıdan, bir uzmandan danışık almadan bitki kullanacak olursak, kullandığımız ilaçla kullandığımız şifalı bitki etkileşime girerek zararlı ve istenilmeyen şeylere yol açabilir. Buna dikkat etmemiz gerekiyor. Yani bitki ottur, zararı yoktur demek, bunlara doğal üründür demek yanlış bir kanaattir. Mutlaka bir bilene, bir uzmana sorarak bu bitkileri kullanmamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.
“Kilolar verdirecek mucizevi bitki mümkün değil”
Bitkilerden hazırlanan karışımlarla zayıflama çaylarının yapıldığını da kaydeden Prof. Dr. Fatih Satıl, "Bitkilerin zayıflatma özelliği olan bitkiler var. Bunların birçoğu da üretik özelliğe sahip. Bu şekilde yağı eriterek dışarıya atılmasını sağlıyor. Ancak piyasada yapılan, devletinde de açıkladığı bir liste vardı, birçok zayıflama ilacının içerisinde kimyasalların olduğu da karşımıza çıktı. Mümkün mertebe sertifikalı ürünler ve uzmanlarına danışarak bunu kullanmamız gerekiyor. Yoksa öyle bir mucizevi bitki mümkün değil kilolar verdirecek. Bir ayda 4-5 kilo zayıflatacak bitkiyi kullanmak tabii biraz insana mantıklı gelmiyor” dedi.