Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Sağlık, Uygulama ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Alper Şener, hafta sonları uygulanan sokağa çıkma kısıtlamaları sayesinde korona virüsün (Covid-19) Türkiye’de oransal olarak durağan faza geçtiğini söyledi.
Çin’de ortaya çıkan ve kısa sürede tüm dünyaya yayılan korona virüs, insan sağlığını tehdit etmeye devam ediyor. Türkiye’de hafta sonları uygulanan sokağa çıkma kısıtlamalarının fayda verdiğini belirten Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Sağlık, Uygulama ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Alper Şener, “Türkiye’nin genelinde oransal olarak korona virüs durağan faza geçti. Ama bunda tabii ki yapılan test sayısı, özellikle hafta sonu yasaklar nedeniyle yapılan test sayısındaki düşmelerin de etkisi olduğunu düşünüyorum ben. Görebildiğimiz kadarıyla, hafta içi ile hafta sonu arasında virüsün seyrinde farklılıklar var, olgu sayılarında ve olguların dağılımda. Bunu 7 ile 10 günlük zaman dilimleri içerisinde değerlendirmek lazım. Yasaklara rağmen, hala istediğimiz oranda bir düşme yok. Çünkü, her halükarda yasaklar deliniyor. İnsanlar, kaçak ve yan yollara sapabiliyor. Bu da zaten basına da yansıyor, görüyoruz. Büyükşehirler de dahil bilmem kaç kişiye cezalar kesiliyor. Maddi ve manevi engeller konuluyor ama buna rağmen insanlar hala yasaklara uymamak için direniyorlar. Bu yasaklara uyum ne kadar yüksek olursa, salgını o kadar rahat kontrol altına alabiliriz. Temel strateji aslında bu. Tedavi ve diğer uygulamalarla ilgili olan stratejik yaklaşımlar zamana yayılarak ortaya çıkacak şeyler. Erken dönemde bunun önünü almak istiyorsak kesinlikle Sağlık Bakanlığı’nın uyarılarına ve önlem paketlerine harfiyen uymamız gerekiyor” dedi.
“Çanakkale’de olgu sayısında durağanlaşma oldu”
Çanakkale’de de vaka sayılarında düşmeler olduğunu kaydeden Prof. Dr. Alper Şener, “Son bir haftadır Çanakkale’de olgu sayısında bir durağanlaşma oldu, bunu yaşıyoruz ama yine de bir yorum yapmak için çok erken. Biliyorsunuz 14+14 yani 28 günlük hasta sayılarında durağanlaşma olup, olmadığını görmemiz gerekiyor. Buna bir yorum yapmak için henüz daha erken. Bizim elimizdeki veriler şu anda 21 günlük periyodu içeriyor. 21 günlük periyotta Çanakkale’de yavaş yavaş yoluna girmeye başladı diyebilirim” diye konuştu.
“Aşıyı heyecanla bekliyoruz”
Dünya genelinde aşı çalışmalarında önemli bir yol kat edildiğini ve Türkiye için de aşıyı heyecanla beklediklerini ifade eden Prof. Dr. Şener, “Birleşik Devletlerde 2’nci mRNA aşısı da onaydan geçti. İngiltere ve diğer Avrupa ülkeleri bunu yaygın olarak kullanmaya başladılar. Türkiye’ye gelecek aşının takvimi belli oldu. Sağlık Bakanlığı’nın açıklamalarından bu hafta dağıtımların olacağını biliyoruz. Heyecanla bekliyoruz. Umarız, bizim gibi kentlere de başta sağlık teşkilatında çalışanlarına ulaşır, biz de bir an önce aşımızı oluruz” şeklinde konuştu.
“Aşıya karşı tepki duyanlar sadece kendilerine zararı olmayacak”
Aşıya karşı olan ve aşı olmak istemeyenlerin zararının sadece kendilerine değil, herkese olacağını ve virüsün yayılımını hızlandırarak sık sık mutasyona uğrayabileceğinin de altını çizen Şener, “Bunun inanç ya da ikna ile yapılabilecek bir şey olacağına inanmıyorum ben, sonuç olarak bu bir hastalık. Bu hastalığa karşı geliştirildiği bilinen belli, farklı tiplerde aşılar var. Bu farklı tiplerdeki aşılar faz çalışmalarını tamamlamış, rüşdünü ispat etmiş olanlardan hangileri varsa, bunlar belirli komisyonlardan geçerek Türkiye’de uygulanmaya başlayacak. Yani yorum yapmak gerekirse; Titanik batarken, yemek yiyenler ile müzik eşliğinde dans edenlere benzetiyorum ben bu aşı ile ilgili olan tepkileri. Aşıya karşı tepki duyanlar ya da olmak istemeyenlerin sadece kendilerine zararları olmayacak, aynı zamanda virüsün toplumda yayılımını sabit tutacakları için sık sık mutasyonlar da ortaya çıkacak” dedi.
“Her gün Türkiye’de bir yolcu uçağı düşüyor gibi düşünün”
Korona virüs salgınının Türkiye’de devam ettiğini ve her gün 200 kişinin öldüğünü de son olarak sözlerine ekleyen Şener, “Şunu biliyoruz; virüsün yayılımı ne kadar fazla olursa, virüsün değişimi de o kadar fazla olacak. Bu iyi yönde de olabilir, kötü yönde de olabilir. Şu anda elimizdeki örnek kötü yönde bir mutasyon. Yarın öbür gün SARS virüsü gibi de ortadan kaybolabilir. O da başka bir konu. Ama stratejilerimizi iyi senaryolara göre değil, kötü senaryolara göre hazırlamak zorundayız. Çünkü, şu anda halihazırda Türkiye’de devam eden bir salgın var. Her gün 200 kişi ölüyor. Bunu artık insanlar kanıksadı gibi görünüyor ama şöyle düşünün; her gün bir yolcu uçağı düşüyor gibi düşünün. Yani bu travmatik bir şey. İnsanlar belki ölenleri ve yoğun bakımda yatanları gözleriyle görmedikleri için bu kadar etkilenmiyorlar” diye konuştu.