''İnsanlığı elektrik çarptı!''

Sosyal çürümüşlük bu değil de nedir?
Türkiye'nin yaşam tarzı üzerinden yaratılan pozitif algı, son yıllarda "negatif kimliklendirme" ile İzmir'i medeniyet dışı olguyla ilişkilendirmeye dönüştü. "Son yıllar" genellemesi sadece yerel yönetimlerle ilgili değil, iktidar cephesinden gelen rekabet baskısıyla da şekillendiğinin ifadesidir.
Son olay şu: Alsancak'ta 23 yaşında tıp öğrencisi ve müzisyen Özge Ceren Deniz ve onu kurtarmaya çalışan 44 yaşındaki müzisyen arkadaşı İnanç Öktemay elektrik akımına kapılıp hayatını kaybetti.
Ne kadar hazin bir tümce öbeği... Bu haber cümlesinin yakınınız için yazıldığını tahayyül edin. Hissiyatınız nasıl değişti bilemem. 
Olay sonrası sosyal medya sürekli linçle meşgul, suçlu arama, ortalama insan duygusunun tezahürünü dile getirmekte... Ana akım medya da olayın dramatik boyutuyla haberi verirken sosyal medya içeriğinden fazla bir şey veremiyor.
Ne almak istiyoruz?
Gazetecilik olanaklarıyla erişilebilir bilgi sorgulaması yapılmalı. Amaç suçluyu işaret etmek değil; sorumluların sorumluluk ölçülerini yerine getirip getirmediğini, olması gerekenleri... Suçluyu adalete havale etmek zorundayız.
Taksirli suç var mıdır?
Yani kusurlu failin bir ödevi yerine getirmemesi nedeniyle gereken özen ve dikkati gösterme yükümlülüğünün ihlâli; suçun öngörülebilir sonucunun öngörülememesi,var mı?
Burada taksirli suç uzmanların değerlendirmesi sonucu ortaya çıkacaktır.
Soğuk kanlılıkla olaylar değerlendirilmeli. 
Sosyal medya bu konuyu bir kaç gün içinde tüketecek. 
Çünkü sosyal çürümüşlük orada başladı. 
Ana akım medya fikri takiple konuyu sürdürmüyorsa toplumda sosyal çürümüşlük vardır.
Siyasiler konuya politik görüşlerini dahil etmeden çözüm aramıyorsa sosyal çürümüşlük zirvededir.
Çok vahim bir sosyolojik terim sosyal çürümüşlük!
Toplumsal vicdanın ölümü, bencilliğin iktidarı!
Kolektif hafızanın dumura uğraması...
1998'de de yazın yağışta Kemeraltında aynı şekilde iki kişi elektrik akımına kapılıp hayatını kaybetti.
Sorunları aktaran gazeteleri dikkate almayan yerel yönetimlere uyarım; sokaklardan uzaklaşmış bürokrat, teknik eleman ve halkla ilişkiler yetkilileriyle kenti yaşanmaz hale getirirsiniz.
Zaman ayıbınızı yüzünüze fena çarpar.