Truva Ören Yeri Kazı Heyeti Başkanı Prof. Dr. Rüstem Aslan, İtalyan deniz arkeologu Francesco Tiboni’nin, ‘Truva Atı aslında bir gemiydi’ iddialarına yanıt verdi. Prof. Dr. Rüstem Aslan, İtalyan araştırmacının iddialarının yıllardır insanları etkileyen Truva Atı efsanesini değiştiremeyeceğini belirtti.
İtalyan deniz arkeologu Francesco Tiboni, ortaya attığı ’Truva Atı aslında bir gemiydi’ iddialarıyla Truva Atı efsanesinde yeni bir tartışma boyutu oluşturdu. Truva Antik Kentindeki Truva Atı maketine her yıl binlerce yerli ve yabancı turist ziyaret ederek, fotoğraf çektirme yarışına giriyor. Oldukça fazla ilginin olduğu Truva Atı’yla ilgili ’Truva Atı aslında bir gemiydi’ iddialarına Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Arkeoloji Bölümü öğretim üyesi ve Truva Kazı Heyeti Başkanı Prof. Dr. Rüstem Aslan yanıt verdi. Prof. Dr. Rüstem Aslan, İtalyan araştırmacının iddialarının yıllardır insanları etkileyen Truva Atı efsanesini değiştiremeyeceğini belirtti.
"Homeros’a atfedilen iki tane destan vardır"
Truva mitolojisiyle ilgili tartışmaların ve teorilerin antik döneme kadar geri gittiğini ifade eden Prof. Dr. Rüstem Aslan, "Homeros’a atfedilen iki tane destan vardır. Bu destanlardan birincisi İlyada destanı. Troia savaşlarını anlatmaktadır. İkinci destan ise Odysseia destanı. Odysseia’ın geri dönüş öyküsünü anlatmaktadır. Truva Atı öyküsü birinci İlyada destanında geçmemekle birlikte Odysseia destanının 7’nci kitabında kısaca anlatılmaktadır. Burada Odysseia destanını okuduğumuzda Truva Atı’nın içine askerlerin Odysseia’un girdiği öyküsünü buradan bilmekteyiz. Fakat, bu konuyla ilgili eski çağlardan itibaren yani Homeros dönemi sonrasından itibaren tartışa gelmektedir. Böyle bir hikaye olmuş mudur, olmamış mıdır? Troia atı var mıdır, yok mudur? diye. Fakat araştırmacılar özellikle 1930’lu yıllardan itibaren Asur metinlerine ve betimlemelerine dayanarak bunun bir savaş aleti, ata benzeyen bir saldırı aleti olduğunu ve Homeros’un da öykülerine karıştırarak anlattığı üzerinde durmuşlardır. 1932-1938’lerde Truva’da kazı yapan Blegen ise Troia’nın depremle yıkıldığını, tahrip olduğunu ve deprem sonrasında Akaların Truva’yı fethettiğini böylece deprem tanrıçası Poseidon’ın sembolü olan atın Homeros destanlarında ilişkilendirildiğini öne sürmüştür. Bu da ayrı bir teoridir. Fakat son dönem kazılarında özellikle Tr 6, Homeros Troia’sı döneminde at kemiklerinin, atın varlığını görüyoruz. Yeni kazılar döneminde Troai’nın aşağı şehrinde savaş arabaları, o dönemin en önemli silah aracı olan savaş arabalarının kaleye yaklaşmasına engellemek için yapılan bir savunma hendeğinin varlığını biliyoruz. Bu da şunu bize gösteriyor; Son Tunç çağında Homeros Truva’sı olarak tanımlanan dönemde o dönemin Anadolu ve Ege coğrafyasındaki en önemli savaş aracı, savaş arabası, at savaşta çok önemli. Savaş kazanmak için yeterli at sayısı ve savaş arabası sayısı olması gerekiyor. Fakat Homeros atın önemini, metoforik, sembolik bir şekilde anlatıyor. Sadece orduya ve silaha sahip olmanız bir savaşı kazanmak için yeterli değildir. Homeros bir fikrinde gerekli olduğunu öyküleri harmanlayarak bize anlatıyor" dedi.
Homeros’un destanlarıyla ilgili pek çok yeni teoriler olduğunu belirten Aslan, "İtalyan araştırmacının öne attığı teori ise araştırmacılar tarihinde çok kabul gören bir teori değildir. Bunu zaten önümüzdeki dönemde de bu konu üzerinde hiç tartışılmaması ve unutulması da bunu bize gösterecektir. Diğer konularda olduğu gibi Homeros destanları kültür tarihi açısından önemli olduğu için pek çok araştırmacı kendi adını öne çıkarmak açısından bazen bu tür teorilere başvurmaktadırlar” dedi.
"İnsanları büyülemektedir"
Homeros destanlarındaki pek çok öykünün insanları büyülediğini de ifade eden Aslan, "Truva Atı öyküsü de bunlardan bir tanedir. Bin yıllardır Truva Atı, Truva Atı mitolojisi ve yorumları insanları ilgilendirmektedir. İnsanları büyülemektedir. Arkamızdaki Hollywood Troy filminde kullanılan Truva Atı’nın Çanakkale kordonunda sergilendiğini görüyoruz. Aslında böyle büyük bir filmde de bu öykü kullanılmış. Burada da yine Homeros sonrasındaki anlatımlara dayanarak eski gemilerin omurgalarından yapılmış izlenimini veren bir Truva Atı görüyoruz ve bu da antik dönemin farklı dönemlerinde farklı Troia Atı görselleriyle karşı karşıyayız" diye konuştu.
"Truva’daki Truva Atı belki dünyanın en çok fotoğrafı çekilen objelerden bir tanesi"
Truva Atı’yla ilgili arkeolojik bir bulgu söz konusu olmadığını kaydeden Aslan, “Fakat yeni dönem kazılarından, Prof. Dr. Korfmann kazılarında özellikle bizim Homeros Troia’sı olarak atfettiğimiz döneme ait pek çok at kemikleri bulunmakta. Atın varlığı ve sayısının bu dönemde çok yüksek olduğunu biliyoruz. Fakat bu bize atın işlevi hakkında bilgi veriyor. Hitit, Asur metinlerine ve kabartmalarına baktığımızda o dönemin silah ve saldırı aracının bir ya da iki atın çektiği savaş arabası olduğunu biliyoruz. At son Tunç çağı Homeros Truva’sı döneminin en önemli saldırı aracındaki en önemli faktör. Truva’daki Truva Atı özellikle belki dünyanın en çok fotoğrafı çekilen objelerden bir tanesi. Atın turistlerle olan içine girilebilmesi, bir empati kurması açısından çok önemli. Çok büyük bir ikonik bir objeye dönüşmüş durumda” diye konuştu.