Mide ameliyatı ile 162 kilodan 102 kiloya kadar düşen 43 yaşındaki Ömer Faruk Demirok’un hayatının yanı sıra gardırobu da baştan aşağı değişti. Hedefi 90 kiloya düşmek olan Demirok, eski kıyafetlerinden sadece doktor ile tanıştığı günkü takım elbiseyi saklıyor. Neredeyse yarı yarıya zayıflayan Demirok’u eski hâliyle hatırlayanlar yeni hâlini görünce gözlerine inanamıyor.
Bursa’da ikamet eden 43 yaşındaki Ömer Faruk Demirok, fazla kiloları yüzünden hem sosyal hayatından hem de sağlığından oldu. 162 kiloya kadar çıkan Demirok, yüksek tansiyon, diyabet, uyku apnesi ile karaciğer yağlanması gibi rahatsızlıklarla karşı karşıya kaldı. Birçok kez diyet ve sporla zayıflama girişiminde bulunsa da başaramayan Demirok, en son olarak obezite ve metabolik cerrahî operasyonu olmaya karar verdi. 15 ay önce ameliyat masasına yatan Demirok’un hayatı o günden sonra değişti. 60 kilo veren Demirok, hem kiloları sebebiyle yaşadığı sağlık sorunlarından kurtuldu hem de kaybettiği sosyal hayatını geri kazandı.
Gardırobundan geriye sadece doktoru ile tanıştığı günkü takım elbiseyi bırakan Demirok, şimdiler de ise o kıyafeti nasıl giydiğine inanamıyor. Bundan 15 ay evvel obezite ameliyatı olmaya karar verdiğini belirten Demirok, “Bu operasyonu geçirmeden evvel çok ciddi sağlık problemlerim vardı. Hipertansiyon ve diyabet hastasıydım. Yüksek kolesterol değerlerine sahiptim. Bu nedenle çok sayıda ilaç kullanıyordum. Son evre karaciğer yağlanmam vardı. Uyku apnesi sorunum vardı. Yüksek şekerden dolayı gözlerimde katarakt sorunu ortaya çıktı. Ameliyat olduktan sonra çok büyük mesafe kat ettiğimizi gördüm. Ameliyattan önce fazla kilolarımın elimden aldığı sosyal hayatımı geri kazandım. Bu ameliyat sadece benim değil, eşimin, çocuklarımın ve ailemin hayatına da dokundu. Bu anlamda çok mutluyum. Artık hiçbir ilaç kullanmıyorum. 162 kilodan 102 kiloya düştüm. Doktorumun verdiği her direktife harfiyen uydum. Hedefim şimdi 90 kiloya kadar inmek” dedi.
Aşırı kilolu günlerinden bir çok kötü hatırasının olduğunu belirten Demirok, “Çocuklarımla ilgilenemiyordum. Sosyal hayatımda bir varlık gösteremiyordum. Birçok sağlık sorunu ile mücadele ediyordum. Ameliyat sonrası bunların hepsini geride bıraktım. Tüm eski kıyafetlerimi gardırobumdan çıkardım. Sadece bir tanesini saklıyorum. O da doktorumla tanıştığım ve ameliyat kararı verdiğim gün giydiğim takım elbisemdir. 162 kilo olduğumda bu takım elbisenin içindeydim” diye konuştu.
Türkiye’de 20 milyon obez insanın olduğunu belirten Özel Hayat Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Evren Dilektaşlı, “Türkiye’de nüfusun yaklaşık üçte bir oranında obez hastamız var. Bu hastaların yaklaşık 2 milyonu ise morbid obez dediğimiz ciddi hastalıkları olan ve cerrahî müdahalenin gerekli olduğu obezite hastalarıdır. Obezite ortalamasının en yüksek olduğu illerden bir tanesi de Bursa’dır. İstanbul, Erzurum, Diyarbakır ve Malatya’da da oranlar oldukça yüksektir. Obezite çağımızın sorunudur ve ek hastalıklara da yol açmaktadır. Hastalar hareketsizlik nedeniyle uzun dönemde hayatı olumsuz etkileyecek ölümcül sonuçlarla karşı karşıya kalmaktadır ve yaşam süreleri kısalmaktadır. Obezite oranları, yaşadığımız salgın sürecinde korona virüs salgını ile birlikte daha da artmıştır. Hastalarımızdan Ömer Faruk bey ile 15 ay önce yola çıktık. Bu süre zarfında artık sağlık problemlerinden kurtuldu ve sosyal hayatını geri kazanmış oldu" şeklinde konuştu.
Obeziteye bağlı hastalıklar dendiğinde diyabet, tansiyon, karaciğer yağlanması ve uyku apnesi gibi rahatsızlıkların en üst seviyelerde yer aldığını ifade eden Dilektaşlı, “Bunlar insan hayatının da kalitesini olumsuz yönde etkilemektedir. Ömer Faruk beyin kilolarına eşlik eden uyku apnesi ve ciddi derecede karaciğer yağlanması mevcuttu. Kontrollü sayılamayacak tansiyon ve diyabet sorunları yaşıyordu. Fazla kiloları hayat kalitesini ve yaşam fonksiyonlarını bozmaktaydı. Organlarına da hasar vermekteydi. Kendisi için en uygun operasyon olan tüp mide ameliyatıyla bu sorunlarına son vermiş olduk. Uzun dönemde geri kilo almamak için yakın takip önemli. Hastaya göre ameliyat tipi seçimi de çok önemli. Bütün bunların yanı sıra doktorundan ekibine kadar herkesin tecrübesinin yüksek olması ameliyattaki komplikasyonlarının az olması için en önemli faktördür. Ameliyatın risklerinden değil obezitenin ve ek hastalıklarının risklerinden korkulmalı” şeklinde konuştu.