Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, yürütülecek 4. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde, “Teklifimiz 3 alternatif şekilde ama 3 alternatif teklifimizin bir tek amacı var o da kamu görevlilerinin, kamu gücünü yükseltmek, açlık sınırının bin 600 TL olduğu, yoksulluk sınırının 4 bin 100 TL rakamlarında bulunduğu bir zeminde refah seviyesinde ücret alacağımız bir toplu sözleşme olsun” dedi.
Kamu görevlilerinin 2018-2019 yıllarına ilişkin mali ve sosyal haklarını belirlemek üzere yürütülecek 4. Dönem Toplu Sözleşme görüşmeleri başladı. Toplantıda Kamu Görevlileri Sendikaları Heyet Başkanı, Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın ve 11 hizmet kolunun tümünde yetkili olan Memur-Sen’e bağlı sendikaların genel başkanları ile diğer konfederasyonların temsilcileri hazır bulundu. Memur-Sen ve Memur-Sen Konfederasyonuna bağlı 11 yetkili sendika tekliflerini Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı heyetine teslim etti.
Toplantıda konuşan Kamu Görevlileri Sendikaları Heyet Başkanı, Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, 20 milyon insanı ilgilendiren 4. Dönem Toplu Sözleşme sürecini başlattıklarını belirterek, “Kamu görevlilerinin sorunlarını çözecek, beklentilerini ve taleplerini karşılayacak, motivasyonunu artıracak, milletine yapılan hizmeti ödüllendirecek bir uzlaşının ortaya çıkması temennisiyle masadayız. Sendikal zemini iyi bilen Sayın Bakanım kamu işveren heyetine başkanlık etmesi bu anlamda bizim açımızdan bir avantajdır diye düşünüyoruz. Çünkü aynı dili konuşuyoruz. Umarım aynı amaca hizmet eder ve sonuçta çalışanları mutlu edecek bir sonuca imza atmış oluruz. Çalışma hayatında ikinci kadın bakan dolayısıyla bir kadın bakanla çalışma hayatını temsil edecek bunun da büyük bir avantaj olduğunu dolayısıyla ülkemiz kadınlarının motivasyonu açısından, kariyeri açsısından, ülkenin geleceğinde söz sahibi olması açısından bir motivasyon kaynağı olduğunu ifade etmek istiyorum” ifadesini kullandı.
“Bütçe imkanları ve mali disiplin kelimeleri bizim masada hoşlanmadığımız kelimeler”
Emek ve ücret arasında sorumluluklar ve haklar, sosyal haklar, sosyal haklar ve insan onuru, çalışma şartları ile hizmet kalitesi arasındaki mutlak bağ gibi bütün parametreleri bilen bir bakanla toplu sözleşme sürecini açmış olduklarını kaydeden Yalçın, “Şimdiye kadarki toplu sözleşme pratiklerini dikkate aldığımızda 15 yılı geride bırakmış bir pazarlık süreci var kamu görevlileri için. Şimdiye kadar ki tecrübeleri dikkate alacak olursak klasik şimdiye kadarki yaklaşımların dışında bir yaklaşım beklediğimizi başlangıçta ifade ediyorum. Kamu işveren tarafının bileşenlerinin mali disiplin ve bütçe imkanları gibi kavramları kullanması bu toplu sözleşmede tarih olsun diyorum. Bütçe imkanları ve mali disiplin kelimeleri bizim masada hoşlanmadığımız kelimeler. Bunları ifade ederken ‘enflasyona ezdirmeme’ söylemi üzerine sos olarak ifade ediliyor. Özel sektöre teşvik, vergi yükünü hafifleten atılımlar, hatta vergi borçlarının affı mali disiplini bozmuyorsa kamu görevlileri açısından, kamu emeklilerine masadan alınacak olan pay da mali disiplini bozmayacak, bütçe imkanlarını zorlamayacaktır. Sermayenin karlılığını artırmak için alacağından bazen vazgeçiliyor, kamu görevlilerinin emeğinin karşılığını hesaplarken hesap makinesinin bir tarafına mali disiplin diğer tarafına da bütçe imkanları tuşunu eklemek bu anlamda doğru olmaz: Daha işin başındayken bu konunun altını özellikle çizmek istiyorum. Toplu sözleşme, mali disiplini bozmanın değil, adil paylaşımı sağlamanın aparatıdır. Toplu sözleşme, bütçe imkanlarını zorlamanın değil kamu maliyesini hakça paylaşmanın aparatıdır. Bu masanın gündemi rakamlar, oranlar, tutarlar değil, haklar ve insanlardır. Altına imza atacağımız ya da imza atmayarak itiraz edeceğimiz sonuç Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’na gidecekse burada başlangıçtan bu cümleleri kurmak son derece yerindedir diye düşünüyorum” şeklinde konuştu.
“3. Dönem Toplu Sözleşmede yer verilen bazı hükümler 1 Ocak 2018’e kadar bitirilmeli ve kazanıma dönüştürülmeli”
Masadan çıkacak sonucun insan haklarına, insan onuruna bakışı yansıtacağını söyleyen Yalçın, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kamu Görevlileri Sendikaları Heyeti’ndeki arkadaşlarımızın bir tek amacı var kamu görevlilerinin ve kamu emeklilerinin bütçeden alacakları payı hakkıyla yerine getirebilmek ve bu konuda beklentiyi karşılayabilmek. Ülkemiz büyüyor, büyük Türkiye söylemiyle hem geleceğe yürüyüşünü hem vizyonunu ifade ediyor altını özenle çiziyoruz ve buna ilişkin de destansı bir duruş gösteriyoruz ülke olarak. 4. Dönem Toplu Sözleşme masasının anahtar kavramları arasına ‘Yeni Türkiye’, ‘Büyük Türkiye’ ibaresini özellikle yerleştirerek bu masadan bu kavramlara yakışır sonuçlar çıkması gerektiğini bir kez daha ifade ediyorum. Toplu sözleşmede yer verilen hükümleri, istendiğinde gereği yapılmayacak, keyfi olarak uygulamaya koymaktan kaçınılacak ya da duruma/konjonktüre göre değişiklik gösterecek tutum ve davranışlar olarak addetmemek gerekiyor.
3. Dönem Toplu Sözleşmesinde kamu görevlilerinin hayatını kolaylaştıran birçok kazanıma kamu işveren heyeti bütün bileşenleri ile birlikte imza attı. Fakat geçen toplu sözleşmeden bu toplu sözleşmeye kadar henüz gerçekleşemeyen maddeler, üzerinde çalışılacak maddeler yeterli miktarda çalışılmasına, rakamlar üzerinde yeteri kadar düşünülmesine rağmen hayata geçirilmemiş durumda. Bütün çabalarımız bu anlamda sonuçsuz kalmış durumda. Ne yazık ki 3. Dönem Toplu Sözleşmede yer verilen bazı hükümler hala duruyor ve 1 Ocak 2018’e kadar bu anlamda yeterli süre var onun için kamu işveren heyeti bu teklifleri masada görüşülmüş kararlaştırılmış olanları, imzanın gereğini yerine getirmek gereken hükümler olarak bunların tamamı bir sonraki toplu sözleşme yürürlüğe girmeden önce bitirilmeli ve kazanıma dönüştürülmeli diyorum.”
4/C ve 4/B’lilerin durumu masada görüşüldü
Çalışma konularından bir kaçına ilişkin düzenleme yapılıp yürürlüğe konulduğunu belirten Yalçın, “4/C’yi, 4’B’yi, KİT’lerde memur işi yapan ve işçi kadrosunda bulunan arkadaşlarımız başta olmak üzere bu anlamda derece bekleyen, durumlarına iyileştirme bekleyen arkadaşlarımıza ilişkin çalışmalar yapıldı ama sonuca ulaştırılmadı. Havacılık Tazminatına ilişkin çok yoğun gayret gösterdik ama bürokrasinin ayak oyunları bizi canımızdan bezdirdi. Fiili Hizmet Zammına ilişkin komisyonlar kuruldu, çalışmalar yapıldı dolayısıyla buna ilişkin süreç şekillendirilmeyi ve sonuçlandırılmayı bekliyor. Sivil memurların hukuki durumuna ilişkin tekliflerimiz vardı, kadro derece sınırlamasına, işçilikte geçen sürelerin hizmetten sayılması gibi bazı başlıklar Ocak 2018’e kadar hayata mutlaka geçirilmek durumunda yoksa karşılıklı imzanın bir anlamı olmayacaktır. Çünkü imzayı kamu işveren heyeti adına Çalışma Bakanı ile atıyoruz. Kamu bürokrasisinin görevi onun altını doldurmak, ne hükümetin ne de Sayın Bakanın imzasını yere düşürmemektir. 15 Temmuz sonrasında çeşitli tedbirler alındı, bunları yerinde tedbirler olarak ifade ettik. O süreçten bu sürece devlet güvenliği sağlamak, artçı girişimlerden kendini korumak için hızlı bir şekilde adım attı, bunlar son derece yerindeydi ve bu adımları destekledik” diye konuştu.
“Teklifimiz 3 alternatif şekilde”
Yalçın, tekliflerini toparlayarak Devlet Personel Başkanlığı vasıtasıyla kamu işveren heyetine sunduklarını bildirerek, “92 tane genel teklif var, 658 tane hizmet kolu teklifi var, toplamda 750 teklif söz konusu. Tekliflerimizin sayısını totalde değerlendirip ‘çok teklif’ diye düşünmek kamu görevlilerini, kamuyu bilmemek anlamına gelir. Çünkü kamu geniş bir alan. Büro Memur-Senimizin masaya 150 teklifi var, 56 tane kurum. Dolayısıyla her kurumdan 3 teklif sayabilirsiniz. Bu çok ciddi bir rakam değildir. Her teklifi hakkaniyet zemininde, adalet hedefinde masaya yatıralım ve hep birlikte karar verelim. O zaman bir sonraki toplu sözleşmede teklif sayısının azaldığını göreceğiz yoksa teklif sayısı azalmadığında aynı teklifler masaya gelmekle beraber yeni eklenen sorunlar da masaya gelmeye devam edecektir. Hem genel görüşme hem de komisyon çalışmalarının gün sayısını maksimize etmek durumundayız. Bu teklifler müzakere edilmek ve çözüme kavuşturulmak durumundadır. Dolayısıyla 22 ya da 23’üne kadar bu süreç masada imzalanacaksa toparlanmak durumunda, ondan sonra hakem heyeti devreye girmiş olacaktır genel uzlaşma olmazsa. Faizler yükseliyor, maaşlarımız yerinde sayıyor, döviz kurları yükseliyor maaşlarımız yerinde sayıyor, büyüme gerçekleşiyor, refah artıyor maaşlarımız yerinde sayıyor, maaşın rakamı değişiyor alım gücü azalıyor, maaşın tutarı artıyor fakat ödeneği artmıyor. Dolayısıyla bunun gibi sorunlarımız var. Maaşlarımıza bakıldığında ülkenin büyüme rakamlarıyla örtüştürüldüğünde ortaya çıkan tablo bu anlamda bizim alacaklı olduğumuzu gösteriyor. Türkiye ekonomisi büyüyor fakat Türkiye’nin büyümesini sadece yüksek gelirli kesim, büyük sermaye, finans sektörü faydalanıyor. Büyüme ile elde edilen kaynağın adil bir şekilde paylaştırılacağı bir milat olsun bu 4. Dönem Sözleşme. Biz olmayandan kaynak artışı istemiyoruz var olandan payımıza düşeni bekliyoruz. 3 alternatifli teklifle masaya geldik. Teklifimiz 3 alternatif şekilde ama 3 alternatif teklifimizin bir tek amacı var o da kamu görevlilerinin, kamu gücünü yükseltmek, açlık sınırının bin 600 TL olduğu, yoksulluk sınırının 4 bin 100 TL rakamlarında bulunduğu bir zeminde kamu görevlilerinin ikisinin arasında yüzde 70-80 oranında baz alırsak refah seviyesinde ücret alacağımız bir toplu sözleşme olsun diyorum” açıklamasını yaptı.
Toplantıda Kamu Görevlileri Sendikaları Heyet Başkanı, Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Büro Memur-Sen Genel Başkanı Vecdi Yanbaz, Genel Başkan Yardımcısı Turan Çetinkaya, Genel Başkan Danışmanı Bilal Oktay Çiçeklitaş ve Memur-Sen’e bağlı sendikaların genel başkanları ile diğer konfederasyonların temsilcileri hazır bulundu.