Türk Eğitim-Sen Balıkesir 2 No’ lu Şube Başkanı Zafer KAHRAMAN, 14 Şubat 2021’de cansız bedenlerine ulaşılan 13 vatan evladımızın şehit edilerek öldürülmesini lanetleyen basın açıklaması yaptı. 18/02/2021 günü Türk Eğitim-Sen Balıkesir 2 No’ lu Şubesinde hazır bulunan Yönetim Kurulu adına basın açıklamasını okuyan Şube Yönetim Kurulu Başkanı Zafer KAHRAMAN, terörün her türlüsünü lanetleyerek basın açıklamasını okudu ve şehitlerimize Allah’tan rahmet, geride kalanlara sabırlar diledi. Şehitlerin aziz hatıraları ve geride bıraktıkları, milletimizin her bir ferdi için birer aziz hatıradır diyerek sözlerini tamamladı.
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
BASIN AÇIKLAMASI:
“Ne mutlu Türk’üm diyene!” iradesinde olanların mensubu olduğu Türk milleti büyük bir millettir. Tarihin akışı, Türk milletinin büyüklüğüne tanıktır. Mensubu olmaktan onur duyduğumuz ve çağlar açıp çağlar kapayan bu aziz millet, binlerce yıl öncesine dayanan kutlu yolculuğunda şimdiye kadar hiçbir engel tanımadan yoluna devam etmiştir ve bundan sonra da devam edecektir. Önünde dünyalık namına her hangi bir engel tanımamıştır ve tanımayacaktır. “Kükremiş sel gibi bendini çiğneyip aşmıştır” ve aşmaya da devam edecektir.
“Çöllere düştüğümüzde gölgesine sığınmaktan” iftihar ettiğimiz, “Savaşın bizi karlı dağlara götürdüğünde kızıllığında ısındığımız” ve “Olduğu yerde ne korku ne de keder” tanıyan ay yıldızlı al bayrağımız, olanca haşmetiyle dalgalanacak ve istiklalimizi cümle âleme ilan edecektir.
Türk milleti, gelecek nesilleri adına atalarından devraldığı ve her bir karışı şehit kanıyla sulanmış yurt coğrafyasını daima bir bütün olarak görmüş ve bu anlayışından zerre kadar taviz vermemiştir ve vermeye de niyeti yoktur. Türk milletinin her bir ferdi, “Hattı müdafaayı terk edip sathı müdafaaya” geçeli ve “o sathı bütün vatan olarak “ kabul edeli uzun zaman olmuş ve bunun dışındaki anlayışları çok uzun zaman önce unutmuştur.
Türk milletinin adımları, tarihin akışı içerisinde Milli Mücadele’den bu yana yalnızca ileriye dönüktür ve milletimizin adımları başkaca da yön bilmemekte daha da önemlisi öğrenmeye de niyeti bulunmamaktadır. Bu nedenledir ki bize ait olmayan ve adımlarımızı başkaca yönlere doğru yöneltme çabaları beyhudedir.
Türk milleti, milletlerarası camiada “özgürlükten” başka bir anlayışa hiçbir zaman sahip olmamış ve de olmayacaktır. “Türk istiklalsiz yaşayamaz” ilkesi her bir ferdinin “Damarlarındaki asil kandan” beslenen bir gerçekliktir.
Türk milleti barışseverdir ve atasının vasiyeti olarak “Yurtta Barış; cihanda barış” ilkesini şiar kabul etmiştir. Ancak bununla birlikte “Yunusça sevgisini anlamayana da Yavuzca haddini bildirme” yeteneği olduğunu her daim bildirmiştir. Yakın geçmişte zaferleri ile gurur duyduğumuz Azerbaycanlı kardeşlerimizin Karabağ’daki zaferleri ve biz Türkiye Cumhuriyeti’nin evlatlarının sayısız zaferleri buna kanıttır.
Tüm bunların yanında sahip olduğumuz nimetlerin ve yeteneklerin farkındayız. Okunurken gözleri kamaştıran şanlı tarihimizin bizlere yüklediği sorumluluğun bilincindeyiz ve mensubu olmaktan onur duyduğumuz büyük Türk milletini bekleyen parlak geleceği herkesten çok daha iyi biliyoruz. Kimsenin geleceğini karartmaya niyetimiz olmadığı gibi kimsenin de geleceğimizi karatmasına müsaade etmeye de niyetimiz yoktur.
Bununla birlikte bilinmesini istiyoruz ki “Yurdu yaşatmak için kahramanları can veren” evlatlarımızın sayısını tutabilecek her hangi bir dünyalık istatistik yöntem henüz daha oluşturulamamıştır. Hatta bizler dahi bu tür verilere sahip değiliz. Çünkü yalnızca resmi görevi bulunanların değil, tüm milletimizin her bir ferdinin adı, “vatan ondan hizmet beklediğinde” tek bir ad olmakta ve herkes birer “Mehmetçik” olmaktadır. 60 yaşındaki Nene Hatun’dan Kastamonu’daki Şerife Bacı’ya kadar tarihimizde; 15 yaşındaki Eren Bülbül’den Aybüke Öğretmene kadar da bugünkü varlığımızda kanıtlar ayan beyan ortadadır.
Bilinmesini istiyoruz ki, Çin Sarayına yüzlerce yıl önce başkaldıran Kürşad’daki istiklal anlayışı aynen yaşamaktadır. Çağlar açıp çağlar kapayan Fatih Sultan Mehmet’teki ufuk halen daha mevcuttur. Dünyaya hükmeden Kanuni’deki irade dip diri yaşamaktadır. Yedi düvele istiklali uğruna yoktan bir varlık mücadelesi veren insanlık tarihinin halen daha gıpta ile baktığı Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ ün önderliğindeki “azim ve kararlılık” o günlerinden bir şey kaybetmemiştir. Tüm bu şeref levhalarının düşünce ve beceri bazındaki altyapısının mimarları olan “Akşemseddinler, Mimar Sinanlar, Şeyh Edebaliler, Ziya Gökalpler” öldükten sonra da konuşmaya devam etmektedir. Onlar, bu aziz milletin dimağında, yüreğinde, hünerli ellerinde yeniden ve yeniden vücut bulmakta ve milletimizin aziz evlatları birer “Aziz” olup insanlığın ortak aklında da kabul görmektedir. Mardin’in Savur ilçesinden çıkıp göğsünde Atatürk madalyası ile insanlığın en saygın ödüllerinden olan Nobel’i alan Aziz SANCAR buna kanıttır. Yani kurucu liderimiz Atatürk’ün “Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına Türk milleti denir. Ne mutlu Türk’üm diyene!” sözü her geçen gün daha da gençleşmektedir.
Genel hatları ile çizdiğimiz ve milletimize ait olan bu panorama, milletimizin neden hunhar, alçak ve hain odakların hedefi olduğunu gaflet içinde olmayan iradelere izah eder düşüncesindeyiz. Yakın zamanda 13 vatan evladımızın şehit edilmesinden birer Türk çocuğu olarak derin üzüntü duyuyoruz. İnancımız olan yüce İslam dini gereği onlara ölü demiyoruz. Onlar, Allah katında diridirler ve en üst mertebeden Rabbe gülümsemektedirler. Ruhları muazzezdir. Bilsinler ki hakkımız helaldir ve istirhamımız haklarımızı helal etmeleridir. Aziz hatıraları ebediyen yaşayacaktır.
Bu bağlamda diyoruz ki: Terör, bir insanlık suçudur. 13 vatan evladımıza yapılan bu hain ve kanlı eylemi lanetliyor ve kınıyoruz. Ad, san, din, milliyet ve fikriyat tanımaksızın tüm terör eylemlerini ve teröristleri kınıyoruz. Nezdimizde her biri insanlığın ortak düşmanıdır. Ancak bilhassa aziz yurdumuzun ve milletimizin son 40 yılına musallat olan ve en son 13 vatan evladını şehit eden PKK terör örgütünü ve onun şiddetine, tedhişine ve kan dökücülüğüne sessiz kalanları lanetliyor ve kınıyoruz.
Türk milletinin birer ferdi olarak tüm Türk Eğitim-Sen Balıkesir 2 No’lu Şubesinin üyeleri adına Yönetim Kurulu olarak bizlere bu vatanı bırakan Milli Mücadele’nin kahramanlarının yola çıkarken de yolda ilerlerken de yolu bitirmeden sürdürürken de ilkeleri olan “Vatan bir bütündür bölünemez” düsturunu tüm dünyanın bilmesini istiyor ve son sözümüz aynı zamanda ilk ve ebedi sözümüzdür diyoruz: Ne mutlu Türk’üm diyene!
Türk Eğitim-Sen Balıkesir 2 No’lu Şubesi Yönetim Kurulu