Büyük ilim insanı Farabi şehri bir bedene benzetir. “Şehrin merkezi kalptir, caddeleri damarlardır, yöneticileri beynidir ve hepsi yerli yerinde olmalıdır” der.
Bizim bin yıllara sari şehircilik geleneğimizi şekillendiren birçok düşünür, eserlerinde hep “şehirlerin insan gibi, bir ruha sahip olduğunu” bizlere anlatır. Evet, şehirlere hayatlarıyla ruh verenler, mekâna kimlik ve kişilik kazandıranlar insanlardır. Öyle ki; Yahya Kemal’in her semtine şiir yazdığı İstanbul’a, ilmin ve ticaretin merkezi Semerkant’a, müzeleri ve parklarıyla Londra’ya, sanatın ve Rönesans’ın beşiği Roma’ya, şarkın sultanı Halep’e, Tuna’nın incisi Budapeşte’ye ruh kazandıran hep insan olmuştur.
Ne yazık ki; bizim “Mavera, Medine, Şehriyar” dediğimiz bu kadim anlayış, Sanayi Devrimiyle birlikte yerini modern kentlere bırakmıştır. Üretim süreçlerinin, ekonomiye bakışın değişmesiyle birlikte, insan şehrin merkezinden uzaklaşmış, şehrin ruhuna ekonomi oturmuştur. Bu radikal dönüşümle gelen yeni kentler, tam 4.2 milyar insanı bir mıknatıs gibi kendisine çekmiş, adeta modern bir kavimler göçüne sebep olmuştur. 2050 yılında biz bu oranın üçte ikiye çıkacağını şimdiden öngörebiliyoruz.
Sözün özü; işte bu şehirlerin altyapısını zorlayan aşırı yığılma ve yoğun tüketim hızı şehirlerde; ulaşım zorluklarına, çevre ve hava kirliliğine, barınma ve içme suyu sorununa, kişi başına düşen yeşil alan miktarının azalmasına, sosyal eşitsizlik ve adaletsizlik gibi sorunlara yol açmıştır.
Karanlık bir tablo çizmek istemezdim ama yüzümüzü şöyle bir sosyopsikolojik dönüşüm tarafına çevirelim. Orada da sonuç aynıdır. Dün “insanların hepsi tek candır” diyen dünya gitmiş; yerine milyonlarca insanın fiziksel sorunlar, ruhsal buhranlar yaşadığı bir dünya gelmiştir. Ne güzel sözdür, “Müşfik devlet, halkı güneşte kaldıysa onun gölgesi olacak, soğukta hırkası olacak, açlıkta ekmeği, yoklukta işi, sofrada aşı” olacak.
İşte bu sözün içerdiği manadan hareketle küresel çapta yaşanan sorunların çözümü; tüm dünyada insan onuruna yakışır bir hayatın idame edildiği sosyal konutlarla, çevre ve iklim dostu kentsel dönüşümle, tüm insanları kucaklayan, tasarruf ve merhamet eksenli bir sıfır atık kültürüyle mümkündür.
Biz Türkiye olarak; tüm şehircilik adımlarımızı, 85 milyon vatandaşımızın hiçbirini, 81 ilimizin hiçbir yerini geride bırakmayan bir anlayışla atıyoruz.
Yer seçimi doğru yapılmamış yatırımlara, yanlış arazi kullanımına, şehir kimliğini bozan yanlış uygulamalara mani olacak Türkiye Mekânsal Strateji Planı’mızı tamama erdiriyoruz.
Milletimizin barınma ihtiyacına, sosyal konut ve kentsel dönüşüm çalışmalarımızla kalıcı, yerinde, hızlı ve doğal çözümlerle cevap veriyoruz.
Anadolu coğrafyası kimseyi geride bırakmaz. Çünkü bizim medeniyetimiz yüzyıllardır bize, “geride kalanların ve sessiz yığınların sesi” olmayı emreder. Bu emirle; dünyanın dört bir yanında, mazlum ve mağdur kardeşlerimiz için tüm ülkelere örnek olacak bir gönül seferberliğini hayata geçiriyoruz.
Pakistan’da sel oldu bu anlayışla koştuk, Arnavutluk’ta deprem oldu bu şuurla oradaydık, Ukrayna’lı çocukların yarınları için tüm insanlık adına insiyatif aldık, Afrika’nın her yerinde güvenli bir hayat için projelerimizi gerçekleştirdik. Kardeşlerimize yuva olduk, okul olduk, iş olduk, aş olduk. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde daha adil bir dünyanın var olabileceği inancıyla; büyük insanlık kervanından kimsenin ayrılmaması, geride kalmaması, yalnız kalmaması için hep çalıştık. Mazlumların sesini dünyaya haykıran Sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu vizyonla Türkiye’nin insanlığın merhamet adası, iyilik adası olduğu gerçeğini en yüksek sesle haykırdık!
Türkiye’nin yüz akı olmuş TOKİ’miz eliyle, 1 milyon 170 bin sosyal konut ürettik. 81 ilimizde 3 milyon konutun güvenli dönüşümünü sağladık.
Geçtiğimiz günlerde, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, dünyada benzeri olmayan bir hamleyi, Cumhuriyet tarihimizin en büyük sosyal konut projesini ilan ettiler.
Bu hamleyle toplamda 500 bin sosyal konut, 1 milyon konut amaçlı arsa 50 bin işyerleriyle 1 milyon 550 bin bağımsız birimin çalışmalarını 81 ilimizde yürütüyoruz.
Gayemiz insana hizmettir. Zira insan, varlıkların en şereflisidir. Fakat insanoğlu kendisine bahşedilen güzellikleri anlayamamakla, hakkını verememekle de bilinen bir varlıktır. Bugün insanlık kendi eliyle yaptıklarının sonuçlarını küresel büyüklükte bir çevre kirliliği ve bunun sonucunda her gün daha da büyüyen bir küresel ısınmayla yaşamaktadır.
Bütün dünya el ele verip, kendisine bahşedileni hatırlamalı ve iklim değişikliğiyle mücadele etmelidir. Bakın BM’in geçtiğimiz yıl yayınladığı rapora göre dünya genelinde her yıl toplam 931 milyon ton gıda israf edilmektedir. Dünyanın geleceğini tehdit eden bu israfa dur demek için, küresel bir çevre seferberliğine dönüşen Sıfır Atık Hareketiyle, Türkiye sözünü söylemiştir.
Bu hareket; sadece ülkemiz için değil tüm dünya için yeni bir yaşam kültürünün inşasını vaadetmektedir. Türkiye’nin kendi köklerinden süzerek dünyaya sunduğu bu hareket; geçtiğimiz haftalarda tarihi bir adımla bambaşka bir noktaya taşındı. Saygıdeğer Hanımefendi, BM Genel Sekreteri Sayın Guterress, BM Çevre Programı İcra Direktörü Andersan, BM Habitat İcra Direktörü Sayın Şerif ile pek çok ülke liderinin eşleri ve çevre bakanları Küresel Sıfır Atık İyi Niyet Beyanını imzaladılar.
Sıfır atığı dünya çapında uygulamaya; sıfır atığı teşvik eden her türlü girişimi desteklemeye söz verildi. Tüm üye devletlere sıfır atık çağrısında bulunuldu. Dolayısıyla Sıfır Atık, bu beyanla birlikte artık küresel bir çevre hareketine dönüştü. Ben tüm misafirlerimiz huzurunda "İsraf etmede hayır, hayırda israf olmaz." sözünü tüm dünyaya yeniden hatırlatan Saygıdeğer hanımefendiye, sonsuz şükranlarımı sunuyorum.
Dostluk ve kardeşlik içinde şehirlerimizin karşı karşıya kaldığı birçok krizle mücadele etmek için daha çok iş birliği ve dayanışma içerisinde olmalıyız. Bu dayanışmayı sadece kendi ülkemiz için değil, tüm insanlık âlemi için arzuluyoruz. Daha adil bir dünyanın mümkün olduğuna tüm kalbimizle, tüm yüreğimizle inanıyoruz. Ben bu duygularla; Sayın Meymune Şerif hanımefendiye, kıymetli belediye başkanımıza çok teşekkür ediyor; Sizleri bir kez daha sevgi ve saygıyla selamlıyorum.
Balıkesir'de 3 Ekim Dünya Habitat Günü coşkusu
Balıkesir'de 3 Ekim Dünya Habitat Günü coşkusu
Balıkesir'in haberde buluştuğu ortak nokta. Körfezde Haber Balıkesir'in En Çok Okunan Tek Haber Sitesi Balıkesir'in haberde buluştuğu ortak nokta. Körfezde Haber Balıkesir'in En Çok Okunan Tek Haber Sitesi
BALIKESİR
Paylaş:
Yorum yapabilmek için lütfen sitemizden üye girişi yapınız!