İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Kadınlarla ilgili her meselede samimi bir farkındalığımızın, gayretimizin olduğunu, attığımız adımları 'desinler' diye değil, inandığımız için yaptığımızı bilmenizi isterim. İçişleri Bakanlığı olarak bizler de her alanda bu anlayışı sürdürmeye çalışıyoruz. 32 kadın mülki idare amirini sayı olarak 101'e çıkardık." dedi.
Bakan Soylu, Balıkesir'in Ayvalık ilçesindeki Vilayetler Evi'nde düzenlenen "Türkiye Kadın Muhtarlar Derneği Balıkesir Buluşması" programında yaptığı konuşmada, Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından kadınlara seçme ve seçilme hakkının verilişinin yıl dönümünde buluştuklarını söyledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın selamlarını ileten Soylu, "Hakkının teslim edilişi ibaresini bilinçli olarak kullandım. Oysa bu türden konuşmalarda, 'seçme ve seçilme hakkını elde etmesi' şeklinde ifade edilir. Ben bunu doğru bulmayanlardanım. Çünkü hak zaten vardır. Cenabıhak, her insana eşrefi mahlukat sıfatı vermiştir. Bizim medeniyetimiz, Orhun Kitabeleri'ne kadar uzanan kültürümüz, bizim 'cenneti annelerin ayaklarının altında' tarif eden inancımız, kadınlarımız konusunda dünyanın başka yerlerine, başka medeniyetlerine göre çok daha vizyonerdir, çok daha medenidir ve vicdanidir." değerlendirmesinde bulundu.
Soylu, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün kadınlara seçme ve seçilme hakkını teslim etmesinin, Türk milletinin mazisine, köklerine uygun ve çağın ötesinde vizyoner bir adım olduğunu vurguladı.
Kadınların varlığının her alanda ve küresel çaptaki sorunların çözümü için de bir ihtiyaç olduğunu belirten Soylu, şöyle devam etti:
"Bunu sadece bir güzelleme olarak söylüyor değilim. Hem siyasi hayattaki hem de İçişleri Bakanlığındaki tecrübelerimizin ışığında ulaştığım bir sonucu paylaşıyorum. Hangi meseleye kadınlarımızı dahil ettiysek, o iş olumluya gitmiştir. Ne kadar kadın polis sayımızı artırdıysak, ne kadar kadın jandarma sayımızı artırdıysak, ne kadar kadın kaymakam sayımızı artırdıysak, aziz milletimiz tercihlerini ne kadar kadın muhtardan yana kullandıysa bilesiniz ki o kadar verim aldık. Sadece bizim dönemimizde değil geçmişte de böyle olmuştur. Kadınlarımız her işi yerine getirmiştir. Cephede savaşmışlardır, Şerife Onbaşı, Nene Hatun olmuşlardır, üzerlerine aldıkları her görevde yüz akı olmuşlardır. Cumhurbaşkanı'mızın, teşkilatlardaki, İl Genel Meclislerindeki kadın aday sayısını artırma hassasiyetine bizzat şahidim ve bunu da zaman zaman kamuoyu ile bir anekdot olarak paylaşmışımdır. Bugün Diyarbakır annelerinin PKK'ya verdiği tahribatı çok az silah vermiştir. Uyuşturucu ile mücadelede de 'En İyi Narkotik Polisi Anne' diye bir projeye başladık. Çünkü gördük ki uyuşturucu en çok evde ailesiyle birlikte yaşayan bireyler tarafından kullanılıyor ve anne meslekleri yüzde 89-90 oranında ev hanımı. Dolayısıyla anneler üzerinde bir farkındalık oluşturma yoluna gittik ve bundan da netice alıyoruz."
"KADINLAR BÜTÜN CEPHELERİ TEK TEK ELE GEÇİRİYOR"
Soylu, kadına yönelik şiddeti önleme amacıyla geliştirilen acil ihbar programı KADES'i her kadının telefonlarına indirmesini hedeflediklerini aktardı.
KADES'in şiddet gören bir başka kadın için de acil çağrıda bulunabilmesine olanak sağladığını bildiren Soylu, şöyle konuştu:
"Kadınlarla ilgili her meselede samimi bir farkındalığımızın, gayretimizin olduğunu, attığımız adımları 'desinler' diye değil, inandığımız için yaptığımızı bilmenizi isterim. İçişleri Bakanlığı olarak bizler de her alanda bu anlayışı sürdürmeye çalışıyoruz. 32 kadın mülki idare amirini sayı olarak 101'e çıkardık. Şöyle bir hesap yaptım kendi kendime; her ilde bir kadın vali yardımcımız olsun, kaymakamlarımızdan da olsun. Mülki idare ve kaymakamlık bir okuldur, devlete yönetici yetiştiren, birçok sorunla ve problemle karşı karşıya kaldığında onu sahada deneyimleyen, tecrübe eden, soğukkanlı olmayı öğreten, meseleleri yönetmeyi öğreten bir anlayıştır. Jandarmada da benzer bir gelişme kaydettik. Yine 2016'da kadın jandarma sayımız, subay astsubay dahil 29 bin 273'tü, bugün 41 bin 637'dir. En son kahraman kadın jandarma komandolarımız Eren Operasyonlarında 4-5 metre karda bu ülkenin güvenliği ve huzuru için büyük bir mücadele ortaya koyuyorlar. Her birine ayrı ayrı hem tebriklerimi hem takdirlerimi hem de Cenabıallah'tan muhafaza dileklerimi iletmek istiyorum. Bunların içinde subay astsubay sayısı ise 709'du, 2,5 kat artışla 2 bin 229 kadın subayımız oldu. Toplam jandarma içindeki kadın oranı da yüzde 2,42'den 5,35'e çıkmıştır. Yine aynı şekilde Sahil Güvenlikte de sayı artmıştır. 2004'te yani Sayın Cumhurbaşkanı'mızın Türkiye'de başbakan olduğu tarihte yerel seçime girdiğimizde seçilen kadın muhtar sayısı 117'ydi, şu anda 1125. Kadınlar bütün cepheleri tek tek ele geçiriyor. Aynı anlayışla vatandaşımızın sesini daha çok duyabilmek, onlarla daha çok temas edebilmek, taleplerini dinleyebilmek ve milletin rehberliğinden istifade edebilmek için de vatandaşımızla sürekli temas halinde olan sizlere yani muhtarlarımıza, özelde de kadın muhtarlarımıza yönelik olan desteklerimizi artırmaya, çok iş birliği yapmaya gayret ediyoruz."
"KADIN MUHTARLARIMIZ ÖZELLİKLE ANALIK İZİN HAKKINI İSTİYORLAR"
Türkiye'de 200 yıllık mazisi olan muhtarlık yapısına, son yıllarda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatları ve yönlendirmeleriyle yeni bir gelecek vizyonu çizdiklerini aktaran Soylu, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki muhtar buluşmalarını, İçişleri Bakanlığı bünyesinde Muhtarlar Daire Başkanlığı kurulmasını, özlük haklarındaki iyileştirmeleri, hizmet kalitesinin artırılması amacıyla uygulamaya alınan ve kısa adı "MUBİS" olan "Muhtar Bilgi Sistemi"ni, Mekansal Adres Kayıt Sistemi Projesi'nin muhtarlara açılmasını, 19 Ekim'in Muhtar Günü ilan edilmesini ve muhtarlara yönelik yeni bir atılım paketinin hazırlanmasını da bu vizyonun içinde görülmesi gerektiğini anlattı.
Bu yeni adımlar arasında kadın muhtarlara özel bazı düzenleme önerilerinin de olduğunu ifade eden Soylu, şu bilgileri paylaştı:
"Kadın muhtarlarımız özellikle analık izin hakkını istiyorlar, buna çalışılıyor ve yeni çalışmanın içinde bunlar da var. Yine kadın muhtarlarımızın muhtarlıklarına kamera takılması konusunda talepleri olmuştu. 1125 kadın muhtarımızın, muhtarlıklarına kamera takılması çalışmasını başlattık. Allah'ın izniyle onu da en kısa sürede sonuçlandırmak niyetindeyiz. Sayın Cumhurbaşkanı'mızın bir talimatı daha var. O talimat da şudur; muhtar hizmet binası yapacağız. Sayın Cumhurbaşkanı'mız böyle bir öncelik belirledi, kadın muhtarlardan başlandı. İnşallah onu da en çabuk şekilde sonuçlandıracağız ve yine Ankara'da bir Muhtar Evi yapıyoruz. Ankara'ya muhtarlarımız geldiği zaman hem çalışmaları için hem rahat bir şekilde kendilerinin veya misafirlerinin orada konaklamalarını temin edebilmek için onların emrine amade güzel bir Ankara'nın göbeğinde Akay Caddesi'nde bir Muhtar Evi yapıyoruz."
MUHTARLARIN ORMAN YANGINLARIYLA MÜCADELEYE VERDİĞİ DESTEK
Bakan Soylu, muhtarlarla birçok konuda iş birliği içinde olduklarını belirtti.
Kadın muhtarların duyarlılıkları sayesinde birçok konuda önemli kazanımlar elde ettiklerine değinen Soylu, "Afetlerde, deprem, yangın, sel dahil birileri yangını provoke etmeye çalışırken kadın ve erkek muhtarlarımız köylerinde de şehirlerinde de ormanın içinde de hortumu alıp hakikaten canla başla bir mücadele ortaya koydular. Biz Balıkesir İtfaiyesi ile alev alan termik santralin içindeydik. O kahramanlar oradan çıkmadılar. Belki yangın daha ilerleyip öngöremediğimiz sonuçlar oluşturabilirdi. O kahramanlar oradan çıkmadı. O mahallenin muhtarları 'Ne olursunuz şu ev yanıyor, şurayı da kurtarın. Ne olursunuz şuraya bir kanal açalım, bir hendek açalım biz buradan mücadeleyi birlikte gerçekleştirelim' dediler. Ben hayatımda bu kadar büyük fedakarlıklar görmedim. Ölümü korkutarak koşan bir anlayış sergilendi ve büyük bir mücadele verildi. Orada bu mücadele yapılırken provokasyon yapmaya çalışanlara da ben hakkımı helal etmeyeceğim, kim helal ederse etsin. Bir taraftan içimiz ağlıyordu, oradaki canım ormanlar, ne ağaçlar yandı, ne canlılar. Her biri için mücadele etmek bir tarafa hiçbir dakika oradaki çalışan arkadaşlarımızın sivil toplum dahil 'Aman bir canlı daha kurtaralım' mücadelesini birileri provokasyonlarla beraber farklı bir noktaya getirmek istediler ama Cenabıallah ve milletimiz yardımcımız oldu. Oradaki muhtarlarımızın ortaya koymuş olduğu fedakarlık da unutulası bir fedakarlık değil."
"NE YAPIYORSAK HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜYLE BERABER YAPIYORUZ"
En önemli konulardan birinin uyuşturucu meselesi olduğunu ve muhtarların narkotik ekipleriyle sanki onlarda biriymiş gibi çalıştıklarına işaret eden Soylu, metruk binalarda uyuşturucu kullanılmasını, kötü işler yapılmasını engellemek için de çaba sarf ettiklerine değindi.
Soylu, tüm işleri kanunların verdiği yetkiye dayanarak yaptıklarını dile getirerek, şunları kaydetti:
"Ne yapıyorsak hukukun üstünlüğüyle beraber yapıyoruz. Hukukun üstünlüğünden de ayrılmamız mümkün değildir. Hukukun bize el verdiği imkanlarla beraber bunu gerçekleştiriyoruz. 'Hukuku saymayan İçişleri Bakanı mı olur' gibi birçok laf söylendi. Varsın söylesinler. 'Uyuşturucu satan satıcıyı polisimiz gördüğü andan itibaren ayaklarını kırsın' dedim, kıyameti kopardılar. Onu söylediğim zaman Türkiye'de uyuşturucudan ölen insan sayısı 941 kişiydi, şimdi uyuşturucudan ölen insan sayısı 314 kişi. 941 mi büyük 314 mü? Bana ne kadar kötü söz söylerse söylesinler, ne kadar kınarlarsa kınasınlar 914 sayısı 314 sayısından büyüktür. Bir kişi uyuşturucudan hayatını kaybetmesin, ben onların bütün kötü sözlerine talibim. O kadar basit. Türk polis teşkilatı ve jandarmamızla nasıl çalıştığınızı, nasıl el birliği içinde bütün kötülüklerle mücadele ettiğinizi de biliyorum. Bir zaman dediler ki 'Bu muhtarlık kurumu kalksın'. Burada tekrar söylüyorum. Afet, sel, yangın, salgın gördük. Ondan sonra zor zamanları gördük. Uyuşturucuyla, afetle mücadeleyi görüyoruz. Çatlasınlar patlasınlar, muhtarlık mesleği ilelebet devam edecek."
Bakan Soylu, konuşmasının ardından kadın muhtarlarla fotoğraf çektirdi ve AFAD çantası dağıttı.
Programa, Balıkesir Valisi Hasan Şıldak, Büyükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz, Ayvalık Kaymakamı Hasan Yaman, Türkiye Kadın Muhtarlar Derneği Başkanı Serpil Erenoğlu ve daire amirleri ve kadın muhtarlar katıldı.
(Suat Salgın-Bekir Terzioğlu)