Balıkesir’in Ayvalık ilçesinde, Ayvalık Tabiat Platformu, Sarımsaklı plajında 115 bin metrekare alanda başlatılan çalışmaları protesto etti.
Plajda yapılan çalışmalarla tam bir çevre katliamı yapıldığını savunan Ayvalık Tabiat Platformu tarafından yapılan basın açıklamasını platform üyesi Şebnem Yüksel okudu.
Yüksel yaptığı açıklamada, ekolojik yıkıma dur diyebilmek için bir araya geldiklerini vurguladı.
Doğa ve insanı sadece birer kaynak ya da hammadde olarak ele alan sermayenin, yaşlı gezegenimizin sonunu hazırladığını savunan Şebnem Yüksel açıklamasında, “Yaşam alanlarına yönelik acımasız saldırılar, ekolojik dengenin hızla bozulmasına, iklimin değişmesine, doğal afetlere, çölleşmeye, türlerin yok oluşuna yol açarak, dönülmesi imkânsız bir noktaya götürüyor tüm yaşam ortamlarını. Türkiye, küresel sermayenin ve onun yerel uzantılarının talanından nasibini fazlasıyla alıyor. Yasalar, yönetmelikler değiştiriliyor; şirketlerin önündeki engeller ortadan kaldırılıyor. Derelerin, tarım arazilerinin, ormanların, kıyıların, zeytinliklerin idam fermanı en yetkili eller tarafından halkın çıkarı göz ardı edilerek imzalanıyor. Böyle bir tehlike karşısında toprağını, suyunu; geleceğini savunanlara yani halka mücadeleden başka seçenek kalmıyor.” dedi.
Ekolojik yıkım ve talana karşı mücadelelerden birisinin de, Akbelen Çadırlı Direnişi olduğunu kaydeden Yüksel, “Yöre halkı, İkizköy Çevre Komitesi’nin önderliğinde iki yıldır direniyor ve Akbelen Ormanı’nı kestirmemek için elinden geleni yapıyor. Muğla’da halihazırda çalışan ve ölüm saçan Yeniköy ve Kemerköy Termik Santralleri’nin kapatılması için mücadele ediyor. Bizler, bu onurlu mücadeleyi destekliyoruz. Sağlıklı, adil, eşitlikçi iklim dostu yarınlarda huzurla yaşamak için ülkemizde şu an faaliyette olan 35’in üzerindeki Kömürlü Termik Santralin acilen kapatılması ve kömürden çıkılması gerekiyor. Bu amaçla dün başlatılan Kömürden Adil Çıkış Hedef 2030 kampanyasını destekliyoruz” ifadelerini kullandı.
AYVALIK’TAKİ SORUNLARI SIRALADILAR
Ayvalık ve çevresinin de Türkiye ve dünyanın geri kalanında yaşanan eko-kırım suçlarından nasibini fazlasıyla aldığını savunan Şebnem Yüksel, “2017 yılında yürüttüğümüz mücadeleyle, büyük bölümü Tabiat Parkı sınırları içerisinde olan, Sefa Çamlık ve Güvercin Adası gibi Doğal Sit Alanlarının statülerin düşürülerek yeniden tescilleri günümüzde gerçekleştiriliyor. Bugüne kadar bozulmadan korunabilmiş doğal mirasın RES, isale hattı, bungalov ve günübirlik gibi çeşitli amaçlarla kullanımının önü açılıyor. Ardından imara açık hale getirilmesi riskini barındırıyor. Tüm adalarıyla, zengin biyoçeşitliliğiyle birlikte bir doğa harikası olan Tabiat Parkımızın talan edilmesine karşı yeni mücadeleler bizleri bekliyor. Karaayıt köyünde Madra Barajı kıyısında faaliyette olan BİLFER maden ocağı ve zenginleştirme tesisi ile Kozak'ta sürekli artan taş ocaklarından kaynaklanan atıklar ve toz yüzünden, fıstık çamı ormanlarımız, zeytinliklerimiz, tarlalarımız ve meralarımız zarar görüyor, halkın sağlıklı bir çevrede yaşama hakkı elinden alınıyor.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, 75’i deprem bölgesinde olmak üzere 478 maden sahasını ihaleye açtığı bir dönemde, 2016 ve 2017 yıllarındaki iki başvurusu da onaylanamayan Uludoru maden firmasının bu kez kapalı ocak yöntemiyle, kamu yararına olmayan, bölgemize hiçbir yarar sağlamayacak, aksine geri dönüşü olmayan yıkımlar yaratacak, Ayvalık’ın Hacıveliler, Gömeç’in Kumgedik ve Kubaçlar mevkiinde açmak istediği maden ocağı projesine yaptığımız itiraz sonrası ÇED süreci sonlandırıldı. Yıllardır yenilenmeyen kanalizasyon sistemi yüzünden iç denizimiz lağım sularıyla kirletilirken, derin deşarj aldatmacasıyla çevre yönetmelikleri hiçe sayan BASKİ, deniz ekosistemini tehdit etmeye devam ediyor. En temel insan haklarından biri olan sağlıklı, temiz ve ucuz içme suyu ise Ayvalık halkı için hayal gibi görünüyor. Ayvalık halkı, BASKİ yetkililerinden, Ayvalık gibi eşi bulunmaz bir kente yakışmayan bu rezalete son vermesini bekliyor.
Türkiye’nin en iyi ve en uzun kumsalı olarak bilinen, 17 kilometre uzunluğunda 100 metre enindeki Sarımsaklı kumsalı bugün büyük bir yıkımla karşı karşıyadır. Kamuya Açık Plaj Kumsal olarak kayıtlı iken 2021 yılında bölge Doğal Sit- Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanı olarak tescil edilerek, mevcut plan hükümsüz kılınarak, Çevre Şehircilik ve İklim değişikliği Bakanlığı ve Balıkesir Büyükşehir Belediyesi ortaklığıyla yeni imar planları yapmanın yolu açılmıştır. Türkiye ve Ayvalık için bu kadar değerli bir alanda halka sorulmadan yapılan bu projenin amacı bellidir. Kıyı alanlarını kuralsızca tahrip eden asfalt- beton belediyeciliğinin, halkın çıkarlarını değil rantı hesapladığı aşikârdır. Reakreasyon Alanı adı altında beton dökme hakkını meşrulaştıran anlayışın, kıyıları kiralamasını, halka kapatmasını, parayla girilen yerler haline getirmesini kabul etmiyoruz. Hepimiz canlı-cansız tüm doğal varlıkların ortaklığına dayalı yaşam alanlarımıza el konulduğunu, özel mülk haline getirildiğini görüyoruz. 2017 yılında Sarımsaklı Plajı’nda, Ayvalık’a özgü olması nedeniyle Ayvalikensis adı verilen, bilim dünyasında Trigonella coerulescens subsp. ayvalikensis (Fabaceae) olarak kayıt altına alınan endemik bir tür keşfedilmiştir. Kent Estetiği Daire Başkanlığı kontrolünde, Sarımsaklı’da yapımına başlanan peyzaj düzenleme işiyle kumsal ve Ayvalikensis beton ile kaplanarak yok edilmiştir. Yaşam alanımız olan kıyıların durumuna dikkat çekmek, kıyıların hukuksuz kiralamalarla işgal edilmesine karşı çıkmak, Ayvalikensis’in yalnız olmadığını göstermek ve Sarımsaklı kıyılarını yeniden hepimizin ortak varlığına dönüştürmek için buradayız. Sadece bugün için değil, gelecek kuşaklar adına da bu projeye son verilmesini, kumsaldaki beton kaplamaların kaldırılmasını istiyoruz” diye konuştu.
(Suat Salgın)