Aklın ibadeti Tefekkür


Muhterem Müslümanlar!
Okuduğum ayet-i kerimede Yüce
Rabbimiz şöyle buyuruyor: “Onlar,
ayaktayken, otururken ve yatarken daima
Allah’ı anarlar. Göklerin ve yerin
yaratılışını düşünür ve şöyle derler:
“Rabbimiz! Sen bunu boş yere yaratmadın,
sen ne yücesin! Bizi cehennem azabından
koru!”1
Aziz Müminler!
Cenâb-ı Hakkın insana lütfettiği en büyük
nimetlerden biri de akıldır. Akıl; hakkı batıldan,
doğruyu yanlıştan, faydalı olanı zararlıdan ayırt
etmemiz için bize ihsan edilmiş üstün bir
meziyettir. İnsan, bu sayede Allah’ın ayetlerini
kavrayıp hayatına anlam kazandırır. Kötülükten
sakınıp iyiliğe yönelir. Eğer aklını güzel işlerde
kullanırsa ahirette büyük mükâfata erer. Ama
aklıyla fenalık planlarsa sonu hüsran olur.
Kıymetli Müslümanlar!
Aklın meyvesi ise tefekkürdür. Tefekkür, 
gerçeği anlamak ve doğru davranmak için emek 
verip düşünmektir. Bizler tefekkür ederek 
yaratılış gayemizi, Allah’a kulluğun önemini, 
vaktin kıymetini ve salih amelin değerini idrak 
ederiz. Kâinattaki eşsiz dengenin ve sayısız 
nimetin farkına varırız. Göklerin ve yerin, 
dağların ve denizlerin, ay ve güneşin, bilinen ve 
bilinmeyen nice güzelliklerin yaratılışındaki 
hikmeti kavrarız. Tefekkür sayesinde olaylara 
ibret nazarıyla bakar, ders çıkarır, payımıza 
düşen sorumluluğu alırız.
Değerli Müminler!
Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) bir 
hadisinde şöyle buyurmaktadır: “Akıllı kişi, 
nefsine hâkim olan ve ölümden sonrası için 
çalışandır.”2
Ne mutlu, aklını erdemli bir insan ve 
hakikatli bir kul olma yolunda Cenâb-ı Hakkın 
rızasını kazanmaya vesile kılanlara! Dünyayı 
ahiretin tarlası olarak görüp ebedi hayat için 
bugünden hazırlık yapanlara!

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.